Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

bulaşıklar

listen to the pronunciation of bulaşıklar
Türkisch - Englisch
dishes

I'm doing the dishes. - Bulaşıkları yıkıyorum.

Let me help you with the dishes. - Sana bulaşıkları yıkamanda yardım edeyim.

Third-person singular simple present indicative form of dish
plural form of dish
Dishwashing

After dinner they had to do the dishes.

Crockery used for serving or cooking food
{i} dishware, tableware
plural of dish
third person singular of dish
bulaşık
dishes

Let me help you with the dishes. - Sana bulaşıkları yıkamanda yardım edeyim.

She was washing the dishes. - O, bulaşıkları yıkıyordu.

bulaşık
grime
bulaşık
soiled
bulaşık
blur
bulaşık
dirty

Tom hadn't washed dishes in a week, so the sink was full of dirty dishes. - Tom bir hafta içinde bulaşıkları yıkamadı, bu yüzden lavabo kirli tabaklarla doluydu.

Tom always leaves dirty dishes in the sink. - Tom her zaman kirli bulaşıkları lavaboya bırakır.

Bulaşık
the dishes
bulaşık
disreputable, suspect, shady, unlawful, improper
bulaşık
clinging, annoying, pestiferous
bulaşık
dirty dishes, dishes; smeared over; soiled, dirty
bulaşık
smeared, bedaubed, soiled; tainted
bulaşık
septic
Türkisch - Türkisch

Definition von bulaşıklar im Türkisch Türkisch wörterbuch

Bulaşık
gap
Bulaşık
çepel
bulaşık
Yapışkan, sulu. İz, etki, kalıntı: "Daha balayının bulaşığı geçmedi."- B. Felek
bulaşık
Yiyecek veya içecekte kullanılan yıkanmamış mutfak eşyası veya kap kacak
bulaşık
Yapışkan, sulu
bulaşık
Düzensiz, karışık: "Bu karmakarışık ve bulaşık âlemi kendi hâline bırakırdı."- A. Ş. Hisar
bulaşık
İz, etki, kalıntı
bulaşık
Bulaşmış olan
bulaşık
Düzensiz, karışık
bulaşık
Yiyecek veya içecekte kullanılan yıkanmamış mutfak eşyası veya kap kacak: "Tava indirilir, tepsilere dökülür, tepsiler güneşe konur, yıkanacak bulaşıklar kuyu başına götürülür."- M. Ş. Esendal