buiten

listen to the pronunciation of buiten
Niederländisch - Türkisch
-den dolayı
ötede
öte
dış kaynaklı
ötesinde
çıkman
ötesi
dışındaki
dış

O az önce yurt dışından döndü. - Hij is net vanuit het buitenland terug.

O, yurt dışında eğitim gördü. - Hij studeerde in het buitenland.

bunların dışında
dışına
aşarak
dışarısı
dışta
dışarı çıkarma
dışlanmak
dışarıdaki
dış kısım
in dışında
götürmez
ötesine
öteye
dışardan
dışından
dışında

Gücümün dışında gibi görünüyor. - Het lijkt buiten mijn macht.

O az önce yurt dışından döndü. - Hij is net vanuit het buitenland terug.

daha öte
Niederländisch - Englisch
outside

Nobody goes outside in this kind of weather. - Met zulk weer gaat niemand naar buiten.

It's just ten degrees, and he is walking around outside in a T-shirt. I get cold from just looking at him. - Het is maar tien graden, en hij loopt in een T-shirt buiten. Ik krijg het al koud als ik naar hem kijk.

beyond
out of

The elevator is out of order. - De lift is buiten werking.

She was now out of danger. - Ze was nu buiten gevaar.

outwith