buddy, friend

listen to the pronunciation of buddy, friend
Englisch - Türkisch

Definition von buddy, friend im Englisch Türkisch wörterbuch

bud
tomurcuk

Ağaçlar bu yılın başlarında tomurcuklanıyor. - The trees are budding early this year.

Ağaçlar tomurcuklanmaya başlıyor. - The trees are beginning to bud.

bud
gonca vermek
bud
tomurcuklanmak
bud
gelişmesin
bud
{i} gonca
bud
{f} aşılamak
bud
{i} kafadar
bud
{i} arkadaş

Onlar benim teknik okuldan arkadaş. - They're buddies from my technical school.

Tom ve ben balıkçılık arkadaşlarıyız. - Tom and I are fishing buddies.

bud
(Tıp) Tomurcuk, tomruk, konca, bitki tomurcuğuna benzeyen herhangi bir oluşum (yeni gelişen embriyo gibi)
bud
nip in the bud bir şeyin daha başlamadan önünü kesmek
bud
{f} filizlenmek
bud
bahç

Meyve bahçesi uzmanı bir elma tomurcuğunu kök gövde üzerine aşıladı. - The orchardist grafted an apple bud onto the rootstock.

bud
(fiil) tomurcuklanmak, filizlenmek, gelişmeye başlamak, aşılamak
bud
tomurcukla

O ağaçtaki tomurcuklar açmak üzere. - The buds on that tree are about to pop open.

Ağaçlar bu yılın başlarında tomurcuklanıyor. - The trees are budding early this year.

bud
tomurcuklandırmak
bud
olgunlaşmamış sey veya kimse
bud
{i} ahbap

Onu izlesen iyi olur, ahbap. - You'd better watch it, buddy.

Englisch - Englisch
{i} crony
mate
bud

I like to hang out with my buds on Saturday night.

partner, friend
companion
buddy, friend
Favoriten