Ben kitapları okumayı severim.
- Ich lese gerne Bücher.
Bu kitap okumaya değer.
- Dieses Buch ist lesenswert.
Kitap yapım aşamasında.
- Das Buch ist im Entstehen begriffen.
Kitap, İspanyolca olarak yazılmış.
- Das Buch ist auf Spanisch geschrieben.
Otelde bir oda ayırtmak zorundayım.
- I have to book a hotel room.
Üç yer ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book three seats.
Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim.
- I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.
Keşke yeni basılmış kitapların bir listesini yapsan.
- I wish you would make a list of the newly published books.
O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak.
- The books which are on that list will be difficult to find in Japan.
Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar
- Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.
Bu benim muhasebe defterim.
- This is my account book.
Adres defterimi odamda bıraktım.
- I left my address book in my room.
Bu raflar birçok kitabı destekleyemez.
- These shelves cannot support so many books.
I can book tickets for the concert next week.
They booked that message from the hill.
I have three copies of his first book.
The top three students had a bet on which one was going to book their intellectual property class.
She opened the book to page 37 and began to read aloud.