I wish I could go with you, but as it is, I can't.
- Keşke seninle gidebilsem ama bu durumda, gidemem.
We're on pretty shaky ground as it is.
- Biz bu durumda oldukça sallantılı bir zemin üzerindeydik.
In this case, 100 euro please.
- Bu durumda, 100 € lütfen.
Can we apply this rule in this case?
- Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?