Sana küçük bir şey getirdim.
- I've brought you a little something.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I brought you a little something.
O, anne ve babası tarafından iyi yetiştirildi.
- She was well brought up by her parents.
En küçük erkek kardeşim, büyük annemiz tarafından yetiştirildi.
- My youngest brother was brought up by our grandmother.
İyi bir ailede yetiştirilmiş gibi görünüyor.
- He must have been brought up in a good family.
Onun oğulları uygun şekilde yetiştirilmiş değil.
- His sons are not properly brought up.
İthalattaki artışla talep aşağı düşürüldü.
- The demand was brought down by increases in imports.
İyi hasat pirinç fiyatını düşürdü.
- The good harvest brought down the price of rice.
Fadıl polis karakoluna getirildi ve sorgulandı.
- Fadil was brought into the police station and questioned.
Donan bir dilenci tedavi için hastaneye getirildi. Fakat faturayı ödemek için bir senti bile yoktu.
- A freezing beggar was brought into the hospital for treatment. However, he didn't have even one cent with which to settle the bill.
... They're all Arabic, because the Arabs brought a huge number ...
... lt essentially brought these civilizations together ...