Onun geniş omuzları var.
- She has broad shoulders.
İyi filmler ufkunuzu genişletir.
- Good movies broaden your horizons.
Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
- Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
İyi filmler ufkunuzu genişletir.
- Good movies broaden your horizons.
Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
- Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
Ana cadde çok geniştir.
- The main street is very broad.
... broadest sense ...