Öğle yemeğini getirmek zorunda değilsin.
- You do not have to bring your lunch.
Oğlumu ofisinize getirmek zorunda mıyım?
- Do I have to bring my son to your office?
Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir.
- In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.
Lütfen bana bugünün gazetesini getir.
- Bring me today's paper, please.
The new company director brought a fresh perspective on sales and marketing.
The closer Jones can really bring it.