Der Manager hat das Thema zur Sprache gebracht.
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
Oğlumu ofisinize getirmek zorunda mıyım?
- Do I have to bring my son to your office?
Bana dergileri getir.
- Bring me the magazines.
Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?
- Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?
Bring your kids, too.
- Bringen Sie Ihre Kinder mit.
Those dark clouds will probably bring rain.
- Diese dunklen Wolken werden vermutlich Regen bringen.