boykotçu

listen to the pronunciation of boykotçu
Türkisch - Englisch
boycotter
{i} participant in a boycott; person who takes part in boycotting
A participant in boycotting
boykot
boycott

My boycott of Italian television starts now. - İtalyan televizyonunu boykotum şimdi başlıyor.

She tried to persuade him to organize a boycott. - O, onu bir boykot düzenlemesi için ikna etmeye çalıştı.

boykot
boycotts
boykot
suspension
Türkisch - Türkisch
Boykot yapan veya boykota katılan kimse
BOYKOT
(Osmanlı Dönemi) Bir işten geçici olarak çekilme; işe, çalışmaya hep birlikte katılmama
BOYKOT
(Osmanlı Dönemi) (Boykotaj) Fr. Bir şahıs veya devlete karşı alış-verişi, münasebetleri kesmek. Bir ülkeyi, bir topluluğu veya bir şahsı zarara sokmak maksadıyla onunla her türlü ilgiyi kesme
boykot
Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma
boykot
Bir kimse, bir topluluk veya bir ülkeyle amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme