Tom wants to dye his hair.
- Tom saçını boyamak istiyor.
Tom couldn't tell whether Mary dyed her hair or not.
- Tom Mary'nin saçını boyatıp boyatmadığını söyleyemedi.
The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
- Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.
Apply two coats of the paint for a good finish.
- İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.
Tom put down his paintbrush.
- Tom boya fırçasını yere koydu.
Not everyone who has a paintbrush in their hand is a painter.
- Ellerinde bir boya fırçası olan herkes bir ressam değildir.
They put a coat of paint on the chair.
- Onlar sandalyeye bir kat boya sürdüler.
The wall was coated with paint.
- Duvar boya ile kaplıydı.
The front of Tom's shirt was stained with blood from a gunshot wound.
- Tom'un gömleğinin önü bir kurşun yarasından kan ile boyandı.
My hands are stained with paint.
- Ellerim boya ile lekelendi.
Adult coloring books have become popular recently.
- Yetişkin boyama kitapları son zamanlarda popüler hale geldi.
We went back to my place and then we started coloring pictures together.
- Mekanıma geri döndük ve sonra resimleri beraber boyamaya başladık.
I like watercolors more than pastels.
- Ben suluboyayı pastel boyadan daha fazla seviyorum.