Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

bother, harass; annoy, pester

listen to the pronunciation of bother, harass; annoy, pester
Englisch - Türkisch
taciz, taciz, rahatsız eden, rahatsız
plague
veba

Her nedense, Hindistan'dan döndüğümden beri insanlar benden bir veba gibi kaçıyorlar. - For some reason, people have been avoiding me like the plague ever since I got back from India.

Eğer insanlara biraz daha saygılı davranmaya başlamazsan, insanlar senden vebalı gibi kaçınmaya başlayabilir. - If you don't start treating people with a little more respect, people may start avoiding you like the plague.

plague
{i} felâket

Kimse, öldürücü bir salgın gibi dünya çapında bir felaketi önemsememezlik edemez. - One can't discount a global disaster like a virulent plague.

plague
salgın hastalık

Salgın hastalık sırasında binlerce insan öldü. - Thousands of people died during the plague.

plague
askıntı olmak
plague
asıntı olmak
plague
başının etini yemek
plague
{i} baş belası
plague
öldürücü salgın hastalık
plague
musibet
plague
{f} rahatsız et
plague
istila
plague
belâ musibet
plague
rahatsız etmek
plague
{i} dert
plague
{f} eziyet
plague
(isim) veba, belâ, felâket, dert
plague
dili baş belâsı
plague
{f} (dert) (birini) rahatsız etmek
plague
musi
Englisch - Englisch
{f} plague