Onların her ikisi de odadalar.
- Both of them are in the room.
Her ikisi de dışarıya bakmak için pencereye gitti.
- Both of them went to the window to look outside.
Sanırım her ikimiz de gerçekten o kadar iyi Fransızca konuşmuyoruz.
- I guess both of us don't really speak French all that well.
İkimiz de filmi görmek istiyoruz.
- Both of us want to see the movie.
look like both of you.
... You can answer one or both of them. ...
... Anand, why don't you start music on both of them. ...