O, onların her ikisini de yemek istiyor.
- He wants to eat both of them.
Onların her ikisi de sevimli
- Both of them are very cute.
Sanırım her ikimiz de gerçekten o kadar iyi Fransızca konuşmuyoruz.
- I guess both of us don't really speak French all that well.
Her ikimizin de Boston'a gitmesi gerektiği konusunda herhangi bir sebep yok.
- There's no reason both of us need to go to Boston.
look like both of you.
... in two types, weak and strong. Both of them are involved in the creation of the sun. The ...
... You can answer one or both of them. ...