The government should finance education more abundantly.
- Hükümet eğitimi daha bol miktarda finanse etmeli.
There are plenty of fresh eggs on the table.
- Masada bol miktarda taze yumurta var.
You have plenty of time to catch the train.
- Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.
The troops had plenty of arms.
- Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
There are plenty of fresh eggs on the table.
- Masada bol miktarda taze yumurta var.