The government should finance education more abundantly.
- Hükümet eğitimi daha bol miktarda finanse etmeli.
The troops had plenty of arms.
- Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
He had plenty of money for his trip.
- Onun yolculuk için bol miktarda parası vardı.
The troops had plenty of arms.
- Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
There are plenty of fresh eggs on the table.
- Masada bol miktarda taze yumurta var.