He has no leisure for sport.
- Onun spor için boş zamanı yok.
I often spend my leisure time listening to the radio.
- Boş zamanımı çoğunlukla radyo dinleyerek geçiririm.
Yuriko arranges flowers in her spare time.
- Yuriko boş zamanında çiçekleri düzenler.
I play the guitar in my spare time.
- Boş zamanımda gitar çalarım.
Generally speaking, college students have more free time than high school students.
- Genellikle üniversite öğrencilerinin lise öğrencilerine göre daha fazla boş zamanı vardır.
What does Tom do in his free time?
- Tom boş zamanında ne yapar?
I often spend my leisure time listening to the radio.
- Boş zamanımı çoğunlukla radyo dinleyerek geçiririm.
In her leisure time, she enjoys swimming and tennis.
- Onun boş zamanlarında, o yüzme ve tenisin tadını çıkarır.