The postmortem showed that she had been strangled.
- Otopsi onun boğarak öldürüldüğünü gösterdi.
We know that Tom was strangled.
- Biz Tom'un boğularak öldürüldüğünü biliyoruz.
Tom suffocated Mary with a feather pillow.
- Tom bir kuş tüyü yastıkla Mary'yi boğdu.
If I slap you, the whole city will suffocate from face powder.
- Sana tokat atsam bütün şehir makyaj pudrasından boğulacak.
Sami started strangling Layla.
- Sami, Leyla'yı boğmaya başladı.
I'd like to strangle her.
- Onu boğmak istiyorum.
I didn't strangle him.
- Onu boğmak istiyorum.
See how Lenny can swallow an entire hot dog without chewing or choking? That's why upper management loves him so much.
- Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever.
Let me go. You're choking me.
- Bırak beni gideyim. Sen beni boğuyorsun.
Dan nearly choked Linda to death.
- Dan neredeyse Linda'yı ölümüne boğdu.
She choked him with her bare hands.
- O, çıplak elleriyle onu boğdu.