Tom'un kanlı bir burnu vardı ve kanı gömleğine sürdü.
- Tom had a bloody nose and got blood on his shirt.
Kanlı Avrupa çatışması bitti.
- The bloody European conflict was over.
Lanet olası kapıyı kapat.
- Close the bloody door.
Eğer içki içersen ve araba sürersen sen lanet olası bir salaksın.
- If you drink and drive, you're a bloody idiot.
Eğer içki içersen ve araba sürersen sen lanet olası bir salaksın.
- If you drink and drive, you're a bloody idiot.
Lanet olası bir ruh yoktu.
- There was not a bloody soul.
Tom'un kanayan bir burnu var.
- Tom has a bloody nose.