O cadde çalışma nedeniyle kapalı.
- That street is blocked because of the works.
Trafik bir heyelan tarafından engellendi.
- Traffic was blocked by a landslide.
Ben birçok kez engellendim.
- I have been blocked many times.
Onlar onun teklifini engellediler.
- They blocked his proposal.
İnşaat, caddeye girişi engelledi.
- The construction blocked the entrance to the street.
Yol düşen kayalar tarafından bloke edildi.
- The road was blocked by fallen rocks.
Gıda sevkiyatı bloke edildi.
- Food shipments were blocked.
Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti ve ona tekrar tekme attı.
- Tom blocked Mary's punch and kicked her again.
Tom Mary'nin yolunu bloke etti ve onun odasına girmesine izin vermedi.
- Tom blocked Mary's way and wouldn't let her enter the room.
Sadece yol tıkalı olduğu için paydos etme.
- Don't call it a day just because the road's blocked.
Yollar kötü havadan dolayı tıkalıydı.
- The roads are blocked due to the bad weather.
Facebook, Çin'de engellidir.
- Facebook is blocked in China.
Azınlık partisi, faturaların geçişini engellemek için son çabayı sarfetti.
- The minority party made a last-ditch effort to block passage of the bills.
Ay dünyadan en uzak mesafede olduğunda meydana gelen tutulma tipi halkalı güneş tutulmasıdır. Ay sonra güneş diskini tamamen engellemek için çok küçük görünür.
- The eclipse type that occurs when the Moon is at its farthest distance from the Earth is an annular eclipse. The Moon then appears too small to completely block out the disk of the Sun.
O, bloktaki yeni bir çocukla çabucak arkadaş oldu.
- He quickly made friends with the new boy on the block.
O, bir blok ötede yaşıyor ve onun adı Susan.
- She lives a block away and her name is Susan.
Güney senatörleri 1930'lu yıllara kadar linç önleme yasasını engelledi.
- Southern senators blocked anti-lynching legislation through the 1930s.
Altı katlı bir apartmanın en üst katında yaşıyorum.
- I live on the top floor of a six storey apartment block.
Apartmandaki herkes bir mutfağı paylaşır.
- Everyone in the apartment block shares a kitchen.
Türkiye, Twitter'a erişimi engelledi.
- Turkey has blocked access to Twitter.
Maskeler sarı kum tozunu,polenlerden dahada küçük,ne kadar iyi engelleyebilir?Sanırım o polenden oldukça daha fazla bir baş belasıdır.
- Just how well can masks block the, even smaller than pollen, yellow sand dust? I think it much more of a nuisance than pollen.
Acil çıkış yolları, kamu güvenliği için tıkanıklıklardan uzak tutulmalıdır.
- Emergency exits must be kept free of blockages for public safety.
Bana gözyaşı kanalımın tıkandığı söylenildi.
- I was told my tear duct was blocked.
Gösteriden dolayı cadde tıkalıydı.
- The street is blocked because of the demonstration.
The drain is 'blocked, so we must call the plumber.
This road is blocked, so we must find another route.
You're blocking the road - I can't get through.
There's a block in the pipe that means the water can't get through.
Anne Boleyn placed her head on the block and awaited her execution.
I tried to message, but you blocked me!.
A block of 100 tickets.
A block of flats.
His plan to take over the business was blocked by the boss.
The offensive linemen tried to block the blitz.
When the condition expression is false, the thread blocks on the condition variable.
We're not making progress because we're two-blocked by Joe's refusal to open the tool shed.