blessedness, content, good fortune

listen to the pronunciation of blessedness, content, good fortune
Englisch - Türkisch

Definition von blessedness, content, good fortune im Englisch Türkisch wörterbuch

happiness
{i} mutluluk

Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir. - While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.

Mutluluktan yüzü parlıyordu. - His face was enlightened by happiness.

happiness
{i} saadet

Zavallı adam oğlunun saadetini görecek kadar yaşamadı. - The poor man didn't live long enough to see his son's happiness.

Hasret kaldığım saadeti aramak hakkım değil miydi? - Didn't I have a right to seek the happiness I longed for?

happiness
hoşluk
happiness
sevinç

Acı riski olmadan, mutluluk ve sevinç olamaz. - Without the risk of pain, there can be no happiness and joy.

happiness
ferah
happiness
{i} uygunluk
Englisch - Englisch
{n} happiness
blessedness, content, good fortune
Favoriten