Fikrini değiştir, ama prensiplerini değil. Bir ağaç yapraklarını değiştirebilir, ama köklerini asla.
- Ändere deine Meinung, aber niemals deine Prinzipien. Ein Baum kann seine Blätter wechseln, aber niemals seine Wurzeln.
Ölen yapraklarını atan ağaç gibi ol.
- Sei wie ein Baum und lasse die toten Blätter fallen.
Bir yaprak gibi titriyordu.
- She trembled like a leaf.
Son yaprak düştüğünde, ben de gitmeliyim.
- When the last leaf falls, I must go, too.
Meg dört yapraklı yonca buldu.
- Meg found a four leaf clover.
Yeterince yapraklı sebze yemiyoruz.
- We don't eat enough leafy vegetables.
Onun kitabından bir sayfa al.
- Take a leaf out of his book.
Tom beyaz bir sayfa açmak istiyor.
- Tom wants to turn over a new leaf.