We can't let these greedy bastards take what is ours.
- Bu açgözlü piçlerin bizimkileri almalarına izin veremeyiz.
Their apples aren't as good as ours.
- Onların elmaları bizimkiler kadar iyi değil.
We really enjoyed ourselves.
- Biz gerçekten eğlendik.
We agreed among ourselves.
- Biz kendi aramızda anlaştık.
Their price is below ours.
- Onların fiyatı bizimkinin altındadır.
Their lifestyle is different from ours.
- Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.
We produce palm wine.
- Biz palmiye şarabı üretiyoruz.
We consumers must buy more domestic products.
- Biz tüketiciler daha fazla yerli ürün tüketmeliyiz.