I was exhausted after running the race.
- Yarışta koştuktan sonra bitkindim.
He was exhausted when he got home.
- O, eve vardığında bitkindi.
Tom worked all day and was completely worn out.
- Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü.
His wife is worn out after looking after the children.
- Karısı, çocuklara baktıktan sonra bitkin düşmüş.
They are weary of their tedious work.
- Onlar can sıkıcı işlerinden dolayı bitkindiler.
You look quite run down.
- Oldukça bitkin görünüyorsun.
The mere sight of blood makes him faint.
- Sadece kan görme onu bitkin düşürüyor.
Lack of food had left him weak and exhausted.
- Gıda yetersizliği onu zayıf ve bitkin düşürdü.
He was exhausted when he got home.
- O, eve vardığında bitkindi.
Tom seemed to be groggy.
- Tom bitkin görünüyordu.
Tom looks a little groggy.
- Tom biraz bitkin görünüyor.
They were all tired out.
- Onların hepsi bitkindi.
They were all tired out.
- Onların hepsi bitkindi.
I feel tired and exhausted.
- Yorgun ve bitkin hissediyorum.
You look positively haggard.
- Sen kesinlikle bitkin görünüyorsun.
I'm completely knackered.
- Ben tamamen bitkinim.
He's going to be very weak and peaky for the next couple of days.
- O, önümüzdeki birkaç gün için çok zayıf ve bitkin olacak.
Tom worked all day and was completely worn out.
- Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü.
Tom said he was all worn out.
- Tom, tamamen bitkin olduğunu söyledi.