We had some unfinished business to attend to.
- İlgilenecek biraz bitirilmemiş işimiz vardı.
I have some unfinished business to take care of.
- İlgilenmem gereken biraz bitirilmemiş işim var.
He tried to bring the argument to an end.
- O, tartışmayı bitirmeye çalıştı.
I suggested that we bring the meeting to an end.
- Toplantıyı bitirmemizi önerdim.
I resolved to break up with her cleanly.
- Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.
Tom tried to break up the fight.
- Tom kavgayı bitirmeye çalıştı.
I never imagined we'd end up like this.
- Böyle bitireceğimizi asla hayal etmedim.
What did Tom end up doing?
- Tom ne yapmayı bitirdi?
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
That concludes our business.
- O, işimizi bitiriyor.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
I'll be with you as soon as I finish this job.
- Bu işi bitirir bitirmez seninle birlikte olacağım.
Having finished my work, I left the office.
- İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
I finished writing the report.
- Raporu yazmayı bitirdim.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.