The referee blew his whistle to end the match.
- Hakem maçı bitirmek için düdüğünü çaldı.
He tried to bring the argument to an end.
- O, tartışmayı bitirmeye çalıştı.
Tom tried to break up the fight.
- Tom kavgayı bitirmeye çalıştı.
I resolved to break up with her cleanly.
- Onunla ilişkimi tamamen bitirmeye kesin karar verdim.
What did Tom end up doing?
- Tom ne yapmayı bitirdi?
I never thought we'd end up like this.
- Sonunda böyle bitireceğimizi asla düşünmedim.
I have to conclude this deal within a week.
- Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
Tom concluded his speech with a proverb.
- Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
Tom will finish serving his sentence next month.
- Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
Ann has just finished writing her report.
- Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.
Having finished my work, I left the office.
- İşimi bitirdikten sonra bürodan ayrıldım.
My elder brother finished his homework very quickly.
- Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
Sami finished the transaction and left.
- Sami işlemi bitirdi ve ayrıldı.