bisiklete binme

listen to the pronunciation of bisiklete binme
Türkisch - Englisch
cycling

That young man is very keen on cycling. - Şu genç adam bisiklete binmeye çok düşkün.

Cycling is good exercise. Moreover, it doesn't pollute the air. - Bisiklete binmek iyi egzersizdir. Ayrıca, havayı kirletmez.

{i} bicycling

Bicycling on this highway is very dangerous. - Bu otoyolda bisiklete binmek çok tehlikelidir.

cyclıng
bisiklete binmek
{f} bike

Tom went for a bike ride. - Tom bir bisiklete binmek için gitti.

I like riding a bike. - Bisiklete binmek hoşuma gider.

bisiklete binmek
{f} cycle
bisiklete binmek
bicycle

I must ride a bicycle. - Ben bisiklete binmek zorundayım.

I don't like riding a bicycle very much. - Bisiklete binmekten çok fazla hoşlanmıyorum.

bisiklete binmek
bicycling

Bicycling on this highway is very dangerous. - Bu otoyolda bisiklete binmek çok tehlikelidir.

bisiklete binmek
ride a bicycle
bisiklete binmek
ride a bicyele
bisiklete binmek
ride a bike
bisiklete binmek
pedal
bisiklete binmek
ride on a bicycle
bisiklete binmek
to bicycle, to bike