birkaç

listen to the pronunciation of birkaç
Türkisch - Englisch
several

Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head. - Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.

It took me several hours to write it. - Onu yazmak birkaç saatimi aldı.

a few

You'll be able to drive a car in a few days. - Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.

Only a few people showed up on time. - Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.

some

My father bought some CDs for my birthday. - Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.

He got a broken jaw and lost some teeth. - Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.

a number of

A number of students are absent today. - Bugün birkaç öğrenci eksik.

A number of passengers were injured. - Birkaç yolcu yaralandı.

one or two
a few, some, several
few

Only a few people understood me. - Sadece birkaç kişi beni anladı.

You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago. - Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.

couple

Tom has a couple of friends in Boston. - Tom'un Boston'da birkaç arkadaşı var.

I've seen a couple of Kurosawa's films. - Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.

number of

A number of students are absent today. - Bugün birkaç öğrenci eksik.

A number of friends saw him off. - Birkaç arkadaş onu uğurladılar.

deux
multiple

The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court. - Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.

There were multiple disclaimers at the start of the video. - Videonun başında birkaç feragatname vardı.

the few

Tom is one of the few people I can trust. - Tom güvenebileceğim birkaç kişiden biridir.

Tom was among the few who stayed and helped. - Tom kalan ve yardım eden birkaç kişinin arasındaydı.

few of
several of
leveret
{s} sundry
any

You must not eat anything for a few days. - Birkaç gün bir şey yememelisin.

I want some potatoes. Do you have any? - Birkaç patates istiyorum. Hiç patatesiniz var mı?

birkaç gün önce
the other day
birkaç yıl önce
a few years ago
birkaç çapulcu
a bunch of looters
birkaç iyi adam
a few good men
birkaç dakika içinde
in a couple of minutes
birkaç devletin egemenliği ile yönetilen ülke
condominium
birkaç dilim domuz pastırması verin lütfen
give me several slices of bacon please
birkaç dilim jambon verin lütfen
give me several slices of ham please
birkaç dilim peynir verin lütfen
give me several slices of cheese please
birkaç dilim salam verin lütfen
give me several slices of salami please
birkaç kişi
several persons
birkaç kişilik iş yapan kimse
oneman show
birkaç kişilik işi tek başına yapma
oneman show
birkaç kuşağı anlatan uzun roman
saga novel
birkaç parçadan oluşmuş
sectional
birkaç parçalı mobilya
sectional furniture
birkaç sesle şarkı söylemek
troll
birkaç sözcükten oluşan ifade
phrase
birkaç tane 40 wattlık ampul istiyorum
I would like to have a couple of 40 watt bulbs
birkaç ülkeye yayılan
pandemic
bir kaç
a few

The man passed away a few hours ago. - Adam bir kaç saat önce vefat etti.

Tom is only a few inches taller than Mary. - Tom Mary'den sadece bir kaç inç daha uzundur.

bir kaç
a number of
bir kaç
a small number of
birkaç gün
a few days
Birkaç gün
few days
Birkaç gün
a few day
aynı anda birkaç işlem yapabilme
time sharing
burada birkaç hafta kalacağım
I'll stay here for a couple of weeks
herhangi bir sorun olduğu takdirde arayabileceğim birkaç numara verin lütfen
Please give me some numbers to call in case of trouble
ziyaret süremi birkaç gün daha uzatmak istiyorum
I'd like to extend my stay for a few days
ülke üzerindeki birkaç devletin egemenliği
condominium
üst üste birkaç vuruş
(tenis) rally
birkaç
Favoriten