One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
- Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
- Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
Did God really create the earth in a single day?
- Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
Get both a phone and internet access in a single package!
- Tek bir pakette hem bir telefon hem de bir internet erişimi alın!
Is there anything to drink in the refrigerator?
- Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
It isn't a real apartment.
- O, gerçek bir daire değildir.
Can you tell the twins apart?
- İkizleri birbirinden ayırtedebilir misin?
Carbon monoxide is a poisonous substance formed by the incomplete combustion of carbon compounds.
- Karbon monoksit karbon bileşiklerinin tam yanmamasından oluşan zehirli bir maddedir.
Monopoly is a popular game for families to play.
- Monopoly ailelerin oynaması için popüler bir oyun.
I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
- Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
Every time I think of Tom, I get a lump in my throat.
- Tom'u ne zaman düşünsem, boğazımda bir yumru hissediyorum.
Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
- Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
Two heads are better than one.
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
They erected a statue in memory of Gandhi.
- Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.
Caesar erected a golden statue of Cleopatra.
- Sezar, Kleopatra'nın altından bir heykelini dikti.
Which language is spoken in the United States of America?
- Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor?
Washington is the capital of the United States.
- Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir.
He spoke of party unity.
- O, parti birliği hakkında konuştu.
Many Eastern religions teach that there is a unity behind the diversity of phenomena.
- Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.
I saw her somewhere two years ago.
- Onu ben iki yıl önce bir yerde gördüm.
He lives somewhere about here.
- O, burada bir yerde yaşıyor.
Tom gave Mary an engagement ring.
- Tom Mary'ye bir nişan yüzüğü verdi.
Bob has been engaged to Mary for over a year.
- Bob, Mary ile bir yılı aşkın bir süredir nişanlıdır.
He walked at a quick pace.
- O büyük bir hızla yürüdü.
I can describe China, especially in relation to big cities like Beijing, in one sentence - China is a country whose pace of life is both fast and leisurely.
- Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir.
Do you want some coffee?
- Biraz kahve ister misin?
Would you like some coffee?
- Biraz kahve ister misin?
They began with a strong attack against the enemy.
- Düşmana karşı şiddetli bir taarruza geçtiler.
At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
- Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
Have you ever squashed a tomato?
- Hiç bir domates ezdin mi?
Have you ever squashed a fly with your hand?
- Sen hiç elinle bir sinek ezdin mi?