Onlardan biri bir casus.
- One of them is a spy.
Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.
- Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.
Onlardan birisi yalan söylüyor.
- One of them is lying.
Onlardan birisi gitmek zorunda kalacak.
- One of them will have to go.
İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.
- If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary.
İlimizde birçok yetenekli insan var, ama Tom bunlardan biri değildir.
- There are many talented people in our city, but Tom isn't one of them.