birgün

listen to the pronunciation of birgün
Türkisch - Englisch
sometime

Tom should do that sometime. - Tom bunu birgün yapmalı.

I'm going to do that sometime. - Bunu birgün yapacağım.

some fine day
bir gün
one day

I would like to go to the United States one day. - Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.

Can you do it in one day? - Onu bir günde yapabilir misin?

bir gün
some day or other
bir gün
some day
bir gün
someday

I'd like to visit your country someday. - Ben, bir gün ülkenizi ziyaret etmek istiyorum.

I couldn't say when exactly in my life it occurred to me that I would be a pilot someday. - Bir gün pilot olma fikrinin hayatımda tam olarak ne zaman oluştuğunu söyleyemem.

bir gün
one fine day
bir gün
one day, some day, someday
bir gün
sometime

Her mother and her sister came to visit the young worker, and sometimes they spent a day with her. - Annesi ve kız kardeşi genç işçiyi ziyaret etmek için geldi, ve bazen onunla birlikte bir gün geçirdiler.

I should go there sometime. - Bir gün oraya gitmeliyim.

bir gün
other

This day started like any other ordinary day. - Bu gün başka sıradan bir gün gibi başladı.

To do good to others is a meritorious act; to hurt others is a sin. - Başkalarına iyilik etmek değerli bir harekettir; başkalarını incitmek bir günahtır.

ileride birgün
sometime or other