birgün

listen to the pronunciation of birgün
Türkisch - Englisch
sometime

I'm going to do that sometime. - Bunu birgün yapacağım.

Tom should do that sometime. - Tom bunu birgün yapmalı.

some fine day
bir gün
one day

I would like to go to the United States one day. - Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.

Can you do it in one day? - Onu bir günde yapabilir misin?

bir gün
some day or other
bir gün
some day
bir gün
someday

I want to go to America someday. - Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.

I'd like to visit your country someday. - Ben, bir gün ülkenizi ziyaret etmek istiyorum.

bir gün
one fine day
bir gün
one day, some day, someday
bir gün
sometime

Her mother and her sister came to visit the young worker, and sometimes they spent a day with her. - Annesi ve kız kardeşi genç işçiyi ziyaret etmek için geldi, ve bazen onunla birlikte bir gün geçirdiler.

I'd like to go to France sometime. - Bir gün Fransa'ya gitmek istiyorum.

bir gün
other

The Berbers have lived for thousands of years where others could not survive even one day. - Berberler binlerce yıldır yaşıyor ve başkaları bir gün bile hayatta kalamadı.

The Princess and the Irishman recognised each other, and were married, and had a great wedding that lasted for a year and a day. - Prenses ve İrlandalı birbirini tanıyordu ve evlilerdi ve bir yıl bir gün süren büyük bir düğün yapmışlardı.

ileride birgün
sometime or other
birgün
Favoriten