One by one, friends came up to speak to him.
- Onunla konuşmak için arkadaşları birer birer geldi.
One by one, the Senators voted.
- Senatörler birer birer oy kullandı.
He examined the spare parts one after another.
- Yedek parçaları birer birer inceledi.
Misfortunes seldom come singly.
- Talihsizlikler nadiren birer birer gelirler.