bire bir

listen to the pronunciation of bire bir
Türkisch - Englisch
one-to-one
teteatete
one for one
one-on-one

The coach had a one-on-one discussion with each player to evaluate his performance on the field. - Koç'un onun saha performansını değerlendirmek için her oyuncuyla bire bir görüşmesi vardı.

I'd like to have a one-on-one session with the president to discuss our strategy going forward. - İleriye giden stratejimizi tartışmak için başkanla bire bir oturum yapmak istiyorum.

one to one
bire bir eşleştirme
(Bilgisayar) 1-to-1
bire bir alıntı
one-to-one citationone-on-one citation
bire bir alıntı
exact citation
bire bir alıntı
exact quotation
bire bir benzemek
bear a striking resemblance to
bire bir gönderme
one-to-one relation
bire bir işlev
(Bilgisayar) one-to-one function
bire bir çevirici
one-to-one translator
bire bir örten işlev
(Bilgisayar) one-to-one and onto mapping
bir bir
one by one

One by one, the members told us about their strange experience. - Üyeler bir bir garip hikayelerini anlattı.

One by one, the members told us about their strange experience. - Üyeler bir bir enteresan hikayelerini anlattı.

birebir
one-to-one
bir bir
singly
birebir
the most efficacious
birebir
just the job
bire bir ilişki
one-to-one relation
birebir
sovereign
bire karşı bir
a one-to-face
bir bir
respective
birebir
mostefficacious (remedy)
birebir
the most efficacious, just the job; one-to-one
Türkisch - Türkisch
Verilen ölçüdeki karşılık, miktar
bire bir eşleme
İki kümenin elemanları arasında, bir elemana karşı, bir eleman alınarak yapılan eşleme
bir bir
Birer birer, ayrı ayrı
bir bir
Olduğu gibi, tam tamına, eksiksiz
bir bir
bakınız: hepyek
birebir
İstenildiği gibi, uygun
birebir
Etkisi kesin olan: "Bu yoldaki irfan, pek terbiyeli, pek nazik köleler yetiştirmek için birebirdi."- Halikarnas Balıkçısı. İstenildiği gibi, uygun
birebir
Etkisi kesin olan
bire bir
Favoriten