birbirleriyle

listen to the pronunciation of birbirleriyle
Türkisch - Englisch
with each other

Tom and Mary aren't getting along very well with each other nowadays. - Tom ve Mary bugünlerde birbirleriyle çok iyi geçinemiyorlar.

Both sides had to compromise with each other. - Her iki taraf birbirleriyle uzlaşmak zorundaydı.

birbirleriyle yarışan
(İnşaat) competitive
birbiri
one another

Let's try to understand one another. - Birbirimizi anlamaya çalışalım.

It is our duty to help one another. - Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.

birbiri
each other

We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry. - Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.

These two lines cut across each other at right angles. - Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.

birbiri
each other, one another
birbiri
{f} interconnected

Everything is interconnected. - Her şey birbirine bağlıdır.

Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected. - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

Türkisch - Türkisch

Definition von birbirleriyle im Türkisch Türkisch wörterbuch

BiRBiRi
Biri diğerinin yanı sıra
BiRBiRi
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu: "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar."- N. S. Örik
birbiri
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu
birbirleriyle
Favoriten