birbirleriyle

listen to the pronunciation of birbirleriyle
Türkisch - Englisch
with each other

They are talking with each other. - Onlar birbirleriyle konuşuyor.

Tom and Mary aren't getting along very well with each other nowadays. - Tom ve Mary bugünlerde birbirleriyle çok iyi geçinemiyorlar.

birbirleriyle yarışan
(İnşaat) competitive
birbiri
one another

Alan Tate and I looked at one another for a while. - Alan Tate ve ben bir süre birbirimize baktık.

We helped one another. - Birbirimize yardımcı olduk.

birbiri
each other

We don't know each other. - Biz birbirimizi tanımıyoruz.

Japan and China differ from each other in many ways. - Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.

birbiri
each other, one another
birbiri
{f} interconnected

Everything is interconnected. - Her şey birbirine bağlıdır.

Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected. - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

Türkisch - Türkisch

Definition von birbirleriyle im Türkisch Türkisch wörterbuch

BiRBiRi
Biri diğerinin yanı sıra
BiRBiRi
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu: "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar."- N. S. Örik
birbiri
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu
birbirleriyle
Favoriten