The twins are indistinguishable from each other.
- İkizler birbirinden ayırt edilemez.
Japan and China differ from each other in many ways.
- Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.
It is impossible to distinguish one from the other.
- Birbirinden ayırt etmek mümkün değildir.
Let's try to understand one another.
- Birbirimizi anlamaya çalışalım.
We helped one another.
- Birbirimize yardımcı olduk.
These two lines cut across each other at right angles.
- Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir.
We don't know each other.
- Biz birbirimizi tanımıyoruz.
Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected.
- Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.
Everything is interconnected.
- Her şey birbirine bağlıdır.