birbiri

listen to the pronunciation of birbiri
Türkisch - Englisch
one another

It is our duty to help one another. - Birbirimize yardım etmek bizim görevimizdir.

We should try to understand one another. - Biz birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.

each other

We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry. - Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.

Japan and China differ from each other in many ways. - Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.

each other, one another
{f} interconnected

Everything is interconnected. - Her şey birbirine bağlıdır.

Tatoeba is really multilingual. All the languages are interconnected. - Tatoeba gerçekten çok dilli. Bütün diller birbirine bağlıdır.

birbiri ardından gelme
sequence
birbiri ardından gelen
alternate
birbiri ardına
(Kanun) consecutively
birbiri ardına
successive
birbiri ardına gelen
alternate
birbiri ardında
tandem
birbiri ardından
one after the other
birbiri arkasına
one after another
birbiri arkasından
in rapid succession
birbiri arkasından
successively
birbiri ile uyumlu
match
birbiri üstüne
one thing on top of another
birbiri ardı sıra gelme
ignore each other during the coming
birbiri ardınca olmak
succession to
birbiri üzerine
on each other
birbiri ardına
one after another
birbiri ardına koşulu olarak
tandem
birbiri ardına yapılan şeyler
round
birbiri ardınca
one after the other
birbiri ardınca
time and again
birbiri ardınca one after
the other
birbiri ardınca sıralanmak
form a single file
birbiri ardınca taarruz
(Askeri) successive attack
birbiri ardından
in succession
birbiri ardından
one after another
birbiri arkasından
one after another
birbiri ile alakası olan
interrelatedness
birbiri ile değiştirilebilir
interchangeable
birbiri ile ilgili düşünce ve nesneler dizisi
spectrum
birbiri peşi sıra
one after another
birbiri peşisıra
one after another
atların birbiri ardına koşulduğu araba
tandem
Türkisch - Türkisch
Biri diğerinin yanı sıra
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu: "O zaman on dört paşa, büyük, hudutsuz bir hayret içinde İzzet Paşa'nın, sonra da birbirlerinin yüzüne baktılar."- N. S. Örik
Karşılıklı olarak biri ötekini, öteki de onu
birbiri
Favoriten