For a while she did nothing but stare at me.
- Bir süre bana bakmaktan başka bir şey yapmadı.
She pondered the question for a while.
- Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
- Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
We're going to have good weather for awhile.
- Bir süreliğine daha havalar güzel olacak.
For a time, things were peaceful.
- Bir süre için her şey huzurlu idi.
He lived here for a time.
- O, bir süre burada yaşadı.
I want to leave these packages for a while.
- Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
She pondered the question for a while.
- Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
I might be gone for a while.
- Bir süre için gitmiş olabilirim.
I may be gone for a while.
- Bir süre için gitmiş olabilirim.
I asked for some time off.
- Ben bir süre için izin istedim.
Peter has been trying to find a new apartment for some time.
- Peter bir süre için yeni bir daire bulmak için çalışıyor.
After a while, it grew dark.
- Bir süre sonra, hava karardı.
They began to walk again after a while.
- Bir süre sonra yeniden yürümeye başladılar.