A number of books were stolen.
- Bir miktar kitap çalındı.
The councilor tabled a number of controversial motions.
- Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
Tom went to the hardware store to buy another hammer and some nails.
- Tom bir çekiç daha ve bir miktar çivi almak için nalbura gitti.
Someone has brought us some grapes.
- Birisi bize bir miktar üzüm getirdi.
There was only a little milk left in the bottle.
- Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.