bir kez

listen to the pronunciation of bir kez
Türkisch - Englisch
once

When he was a student, he went to the disco only once. - Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.

She was late once again. - Bir kez daha geç kalmıştı.

one time

I'm only going to ask you this one time, Tom. - Ben bunu sana sadece bir kez soracağım, Tom.

I have been to Kyoto one time. - Bir kez Kyoto'da bulundum.

ever

I promised my parents I would visit them at least once every three months. - Ebeveynlerime en az her üç ayda bir kez onları ziyaret edeceğime söz verdim.

We go to the theater once every two weeks. - Biz her iki haftada bir kez tiyatroya gideriz.

e'er
for once

Why can't you be nice to me for once? - Neden bir kez olsun bana karşı kibar olamıyorsun?

Why can't you be nice for once? - Neden bir kez olsun kibar olamıyorsun?

bir kez daha
once more

Please say it once more. - Lütfen onu bir kez daha söyleyin.

She'll try it once more. - O onu bir kez daha deneyecek.

bir kez daha
once again

France and Britain were at war once again. - Fransa ve İngiltere bir kez daha savaştaydı.

She was late once again. - Bir kez daha geç kalmıştı.

bir kez daha
one more time

If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times. - Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.

I'll say it one more time. - Bir kez daha söyleyeceğim.

bir kez daha
(deyim) once and again
bir kez daha
on one occasion
bir kez sor
(Bilgisayar) ask once
bir kez yumurtlayan
(Denizbilim) semelparous
bir kez çalıştır
(Bilgisayar) run once
bir kez daha
once more, yet again, once again
bir kez daha bölmek
subdivide
bir kez olarak
for this once
bir kez parlayıp sönen
(deyim) a flash in the pan
bir kez tara
(Bilgisayar) scan once
bir kez yanıp sön
(Bilgisayar) flash once
bir kez daha
once more again
birkez
once
en az bir kez
at least one time
bir kez daha
afresh
bir iki kez
once or twice
hepsini bir kez dene
(Bilgisayar) round robin
Türkisch - Türkisch
bir yol
bir boy
bir
bir kez
Favoriten