Tom is only a few inches taller than Mary.
- Tom Mary'den sadece bir kaç inç daha uzundur.
The man passed away a few hours ago.
- Adam bir kaç saat önce vefat etti.
It took me several hours to write it.
- Onu yazmak birkaç saatimi aldı.
Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.
- Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi.
My father bought some CDs for my birthday.
- Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
- Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
Only a few people showed up on time.
- Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
Only a few people understood me.
- Sadece birkaç kişi beni anladı.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.
I've seen a couple of Kurosawa's films.
- Kurosawa'nın filmlerinden birkaçını izledim.
Tom and Mary have gone swimming together a number of times.
- Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.
A number of friends saw him off.
- Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
There were multiple disclaimers at the start of the video.
- Videonun başında birkaç feragatname vardı.
The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court.
- Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.
Tom and Mary have gone swimming together a number of times.
- Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.
Tom died a number of years ago.
- Tom birkaç yıl önce öldü.
The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
- Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.
Tom was among the few who survived.
- Tom hayatta kalan birkaç kişi arasındaydı.
You must not eat anything for a few days.
- Birkaç gün bir şey yememelisin.
If you have any interesting books, lend me some.
- İlginç kitapların varsa, bana birkaç tane ödünç ver.