bir kaç

listen to the pronunciation of bir kaç
Türkisch - Englisch
a few

The man passed away a few hours ago. - Adam bir kaç saat önce vefat etti.

Tom nodded his head a few times. - Tom bir kaç kere başını salladı.

a number of
a small number of
birkaç
several

It took me several hours to write it. - Onu yazmak birkaç saatimi aldı.

Afghanistan and Iran both changed their national anthems several times in the course of the 20th century. - Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti.

birkaç
some

My father bought some CDs for my birthday. - Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.

He got a broken jaw and lost some teeth. - Kırık bir çenesi var ve birkaç dişini kaybetti.

birkaç
{s} a few

I visited Romania a few years ago. - Birkaç yıl önce Romanya'yı gördüm.

Only a few people showed up on time. - Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.

birkaç
few

Only a few people understood me. - Sadece birkaç kişi beni anladı.

Only a few people showed up on time. - Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.

birkaç
couple

A couple of flights were delayed on account of the earthquake. - Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.

Tom has a couple of friends in Boston. - Tom'un Boston'da birkaç arkadaşı var.

birkaç
number of

A number of passengers were injured. - Birkaç yolcu yaralandı.

Tom and Mary have gone swimming together a number of times. - Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.

birkaç
deux
birkaç
multiple

There were multiple disclaimers at the start of the video. - Videonun başında birkaç feragatname vardı.

The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court. - Hakim mahkemeye düzeni sağlamak için birkaç sefer tokmağı aşağı vurmak zorunda kaldı.

birkaç
one or two
birkaç
a number of

A number of passengers were injured. - Birkaç yolcu yaralandı.

A number of friends saw him off. - Birkaç arkadaş onu uğurladılar.

birkaç
the few

Tom is one of the few people I can trust. - Tom güvenebileceğim birkaç kişiden biridir.

You're one of the few friends I have. - Sen sahip olduğum birkaç arkadaştan birisin.

birkaç
few of
birkaç
several of
bir sonraki yarışta kaç tane bahis yatırılabilir
How many bets can one make on the next race
birkaç
a few, some, several
birkaç
leveret
birkaç
{s} sundry
birkaç
any

You must not eat anything for a few days. - Birkaç gün bir şey yememelisin.

I want some potatoes. Do you have any? - Birkaç patates istiyorum. Hiç patatesiniz var mı?

Türkisch - Türkisch
bir kaç
Favoriten