bir şekilde

listen to the pronunciation of bir şekilde
Türkisch - Englisch
anywise
one way or another

One way or another, we have to get this job finished by Monday. - Bir şekilde, pazartesiye kadar bu işi bitirtmeliyiz.

I'll get the money from Tom one way or another. - Tom'dan parayı bir şekilde alacağım.

somehow

I must have it done somehow by six. - Saat altıya kadar bir şekilde onu yaptırmalıyım.

I somehow got a passing grade in mathematics. - Bir şekilde matematikten geçme notu aldım.

somewhat

He's somewhat hard of hearing, so please speak louder. - O, bir şekilde zor işitiyor, bu yüzden lütfen yüksek sesle konuşun.

When there are no men around, the night is somewhat spooky. - Etrafta hiç kimse yokken, gece bir şekilde korkutucu oluyor.

funnily
one ways
in the some way
in a manner
someway
düzgün bir şekilde
properly

Musical talent can be developed if it's properly trained. - Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.

Tom knew how to properly dispose of motor oil and never dumped it down the storm drain. - Tom motor yağını nasıl düzgün bir şekilde atacağını ve asla rögara atmadığını biliyordu.

uygun bir şekilde
properly

Tom wanted to do his job properly. - Tom işini uygun bir şekilde yapmak istedi.

An American Indian is more properly called a Native American. - Bir Amerikalı Kızılderili daha uygun bir şekilde Yerli Amerikalı olarak bilinir.

basit bir şekilde
simply
beklenmedik bir şekilde
unexpectedly
nazik bir şekilde
gently
sade bir şekilde
simply

Would you please explain it more simply? - Lütfen onu daha sade bir şekilde açıklar mısın?

berbat bir şekilde
badly

The badly burnt pilot was still in the cockpit. - Berbat bir şekilde yanmış pilot hâlâ pilot kabinindeydi.

Mary has been badly let down. - Mary berbat bir şekilde hayal kırıklığına uğratıldı.

bilinçli bir şekilde
consciously
ciddi bir şekilde
severely

The food on this cruise made me severely constipated. - Bu gemi yolculuğundaki yiyecek beni ciddi bir şekilde kabız etti.

Tom was beaten severely. - Tom ciddi bir şekilde yenildi.

dikkatli bir şekilde
rigorously
dinç bir şekilde
vigorously
komik bir şekilde
ridiculously
kusursuz bir şekilde
flawlessly
mükemmel bir şekilde
flawlessly
suçsuz bir şekilde
innocently
tutumlu bir şekilde
economically
yumuşacık bir şekilde
smoothly
zorlayıcı bir şekilde
(Hukuk) drastically
kararlı bir şekilde
firmly

I shall never forgive Gilbert Blythe, said Anne firmly. - Anne kararlı bir şekilde Gilbert Blythe'ı asla affetmeyeceğim dedi.

-ecek bir şekilde
so as to
adil bir şekilde
fairly
adil bir şekilde
impartially
adil bir şekilde
justly
adil bir şekilde davranmak
do justice
aptal bir şekilde
witlessly
belirgin bir şekilde
prominently
benzersiz bir şekilde
incomparably
berbat bir şekilde
terribily
bilinçli bir şekilde
facultatively
ciddi bir şekilde
staidly
cimri bir şekilde
shabbily
derin bir şekilde
abstrusely
dikkatli bir şekilde
shyly
dikkatli bir şekilde
over
dindar bir şekilde
piously
dindar bir şekilde
godly
dindar bir şekilde
devoutly
durgun bir şekilde
lifelessly
duygusal bir şekilde
sentimentally
dürüst bir şekilde
aboveboard
dürüst bir şekilde
fair and square
düzgün bir şekilde
correctly
efemine bir şekilde
effeminately
emniyetli bir şekilde
securely
engelleyici bir şekilde
frustratingly
erdemli bir şekilde
virtuously
esnek bir şekilde
flexibly
estetik bir şekilde
aesthetically
etkileyici bir şekilde
movingly
etkili bir şekilde
tellingly
etkili bir şekilde
effectively
etkili bir şekilde
effectually
evcil bir şekilde
tamely
farklı bir şekilde
otherwise
garip bir şekilde
exotically
garip bir şekilde
spookily
giderek artan bir şekilde
increasingly
gururlu bir şekilde
pontifically
güvenilir bir şekilde
reliably
güçlü bir şekilde
influentially
güçlü bir şekilde
powerfully
hakaret edici bir şekilde
offensively
hassas bir şekilde
sensitively
hevesli bir şekilde
fervently
hilesiz bir şekilde
artlessly
hissiz bir şekilde
numbly
huysuz bir şekilde
perversely
huysuz bir şekilde
acrimoniously
hırslı bir şekilde
envyingly
hırslı bir şekilde
ambitiously
inanılmaz bir şekilde
incredibly
incelikli bir şekilde
deliberately
incitici bir şekilde
hurtfully
isimsiz bir şekilde
anonymously
istekli bir şekilde
wishfully
kederli bir şekilde
sorrowfully
kinci bir şekilde
revengefully
komplike bir şekilde
confusingly
korkunç bir şekilde
horribly

Everything went horribly wrong. - Her şey korkunç bir şekilde yanlış gitti.

korkunç bir şekilde
appallingly
korkunç bir şekilde
direly
korkunç bir şekilde
terribly

Sami missed Layla terribly. - Sami, Leyla'yı korkunç bir şekilde özlüyordu.

Serbian trains are terribly slow. - Sırp trenleri korkunç bir şekilde yavaş...

korkunç bir şekilde
horridly
korkutucu bir şekilde
frighteningly
kusursuz bir şekilde
faultlessly
kutsal bir şekilde
solemnly
kırık bir şekilde
effeminately
kısır bir şekilde
barrenly
kızgın bir şekilde
wrathfully
lezzetli bir şekilde
appetizingly
makul bir şekilde
sanely
makul bir şekilde
sensibly
muhafazakar bir şekilde
conservatively
mutlu bir şekilde
happily

The girl is happily reading. - Kız mutlu bir şekilde okuyor.

I'm happily married, no matter what anyone says. - Ben mutlu bir şekilde evliyim, herkesin ne dediği önemli değil.

mutlu bir şekilde
blithely
mutlu bir şekilde yaşamak
tick
mükemmel bir şekilde
wonderingly
mükemmel bir şekilde
gloriously
narin bir şekilde
ethereally
nazik bir şekilde
sociably
nazik bir şekilde
courteously
nazik bir şekilde
thoughtfully
nesnel bir şekilde
impartially
nesnel bir şekilde
objectively
olumlu bir şekilde
positively
patlamak (olumlu bir şekilde)
boom
pratik bir şekilde
practically
rahat bir şekilde oturmak
settle down
samimi bir şekilde
warmly
sinirlendirici bir şekilde
gallingly
sivri bir şekilde
pungently
sıkıcı bir şekilde
flatly
tehdit edici bir şekilde
minaciously
tehlikeli bir şekilde
precariously
tehlikesiz bir şekilde
benignly
tembel bir şekilde
vacuously
temiz bir şekilde
cleanly
tertemiz bir şekilde
immaculately
tiksindirici bir şekilde
shockingly
tiksindirici bir şekilde
heinously
tutumlu bir şekilde
thriftily
uygunsuz bir şekilde
unbecomingly
uygunsuz bir şekilde
improperly
uykulu bir şekilde
sleepily
uykusu gelmiş bir şekilde
sleepily
uyumlu bir şekilde
comply
verimli bir şekilde
productively
verimli bir şekilde
plentifully
verimli bir şekilde
efficiently

Tom is a good employee. He gets things done quickly and efficiently. - Tom iyi bir çalışandır. O işleri hızlı ve verimli bir şekilde yaptırır.

John runs the family business very efficiently. - John aile şirketini çok verimli bir şekilde işletiyor.

yeteneksiz bir şekilde
ineptly
yorgun bir şekilde
wearily
yıkıcı bir şekilde
destructively
zarif bir şekilde
graciously
zevkli bir şekilde
tastefully
zevkli bir şekilde
tastily
çok düzenli bir şekilde
in apple-pie order
üzgün bir şekilde
wretchedly
baştan savma bir şekilde
In a slapdash manner, perfunctorily
birşekilde
somehow
düzenli bir şekilde
on a regular basis
müthiş bir şekilde
awfully
pratik bir şekilde
in a practical way
Englisch - Türkisch

Definition von bir şekilde im Englisch Türkisch wörterbuch

Sürpriz bir şekilde
Surprisingly

Their prices are surprisingly cheaper than their rivals.

bir şekilde
Favoriten