bilgisayarcı

listen to the pronunciation of bilgisayarcı
Türkisch - Englisch
computer programmer
computer seller; computer operator
seller of computers
computer expert
computer seller
bilgisayar
computer

In Soviet Russia, the computer uses the user! - Sovyet Rusya'sında, bilgisayar kullanıcıyı kullanır!

This computer has a Pentium processor. - Bu bilgisayarın bir Pentium işlemcisi var.

bilgisayar
machine

A computer is a complex machine. - Bir bilgisayar karmaşık bir makinedir.

Primitive calculating machines existed long before computers were developed. - İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.

bilgisayar
word processor
bilgisayar
(Bilgisayar) computers

None of the computers can continue to run with a burnt card. - Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.

I often use SSH to access my computers remotely. - Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.

bilgisayar
hardware system
bilgisayar
(Askeri) data computer
bilgisayar
minicomputer
bilgisayar
pc
bilgisayar
machine that computes
bilgisayar
machine that processes data
profesyonel bilgisayarcı
(Bilgisayar,Teknik) computer professional
Türkisch - Türkisch
Bilgisayar programcısı, yapımcısı veya mühendisi
Bilgisayar alım satımcısı
Bilgisayar
kompüter
bilgisayar
Çok sayıda aritmetiksel veya mantıksal işlemlerden oluşan bir işi, önceden verilmiş bir programa göre yapıp sonuçlandıran elektronik araç, elektronik beyin, kompüter