bilet

listen to the pronunciation of bilet
Türkisch - Englisch
{i} ticket

I had great difficulty in finding my ticket at the station. - İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.

I had difficulty getting a ticket for the concert. - Konser için bilet alırken zorlandım.

(Mekanik) billet
bill
ticket; entry pass
ticket book
bilet acentası
ticket agent
bilet fiyatları
ticket prices
bilet gişesi
(Tiyatro) box-office
bilet kesmek
sell tickets
bilet parası
carfare
bilet sahibi
ticket-holder
bilet satış
ticket sales
bilet satış yeri
(Tiyatro) box-office
bilet satışı
ticket sale
bilet simsarı
ticket tout
bilet stoku
(Turizm) ticket stock
bilet yazıcısı
ticket printer
bilet almak
take ticket
bilet gişesi
booking hall
bilet gişesi
booking office
bilet gişesi
ticket window, box office; ticket booth
bilet gişesi
ticket window, box office, ticket booth
bilet gişesi
box office
bilet gişesi
ticket window
bilet gişesi
ticket office

He had to stand in line at the ticket office. - Bilet gişesindeki kuyrukta beklemek zorunda kaldı.

There is a line at the ticket office. - Bilet gişesinde bir kuyruk var.

bilet gişesi nerede
Where is the ticket window
bilet hasılatı
gate
bilet hattı
ticket line
bilet karaborsacısı
ticket tout
bilet karaborsacısı
(Ticaret) scalper
bilet kesici
(Sinema) ticket collector
bilet kesme
(Sinema) ticket collecting
bilet kesmek
to sell tickets
bilet koçanı
ticket stub
bilet lütfen
A ticket to please
bilet ne kadar
How much is the ticket
bilet nereden alabilirim
Where do I buy a ticket
bilet opsiyonu
ticket option
bilet parası
carfare, fare
bilet payı
(Turizm) ticket allocation
bilet penceresi
ticket window
bilet yenileme
ticket renewal
bilet zımbası
ticket punch
bilet ücreti
carfare
bilet ücreti
cost of travel on a bus
bilet ücreti
taxi
bilet ücreti
or other vehicle
bilet ücreti farkı
excess fare
bilet ücreti ne kadar
What's the fare
bilet ücreti ne kadar
How much are the tickets
bilet ücreti ne kadar
How much does a ticket cost
bir business class bilet lütfen
one business class ticket please
bir gidiş dönüş bilet lütfen
a round-trip ticket please
bir tek yön bilet lütfen
a one-way ticket please
bilet gişesi
booking
bedava bilet dağıtmak
paper
(bilet) gidiş
one-way
(bilet) gidiş-dönüş
return
biletler
tickets

Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on. - Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.

The tickets are 1,000 yen each. - Biletlerin her biri 1.000 yen.

bilet gişesi
ticket agency
bilet gişesi
ticket booth
bilet ofisi
ticket office

The queue is too long at the ticket office. - Bilet ofisinde sıra çok uzun.

aktarmalı bilet
transfer ticket
aylık bilet
monthly pass
aylık bilet alabilir miyim
Can I buy a monthly pass
bu gece için bilet yok
There are no tickets for tonight
buraya bilet ücreti ne kadar
How much is the fare to this place
cezalı bilet ticket
to which a fine has been added
elektronik bilet
electronic ticketing
ertelenen maç için seyirciye verilen bilet
rain check
gün boyu geçerli bilet
day ticket
haftalık bilet
weekly pass
indirimli bilet
(Ticaret) ticket at reduced rate
kolektif bilet
(Ticaret) party ticket
nereden bilet alabilirim
Where can I buy a ticket
orta tribünde bir bilet verin lütfen
Give me a ticket in the center stand please
pass bilet
(Turizm) on duty free pass
sezonluk bilet
season ticket
tek yön bilet
one-way ticket
toplu bilet
party ticket
ucuz tarifeli bilet
(Ticaret) reduced rate ticket
uydu bilet yazıcısı
satellite ticket printer
Türkisch - Türkisch
Para ile alınan, konser, sinema, tiyatro gibi eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge
Para ile alınan, konser, sinema, tiyatro gibi eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge: "Biletini alıncaya kadar vapur da geldi."- P. Safa
açık bilet
Tarihi kararlaştırılmamış yolculuklarda kullanılmak üzere belirli bir dönem için geçerli bilet
tam bilet
İndirimli olmayan bilet
bilet
Favoriten