In the end, porn doesn’t whet men’s appetites—it turns them off the real thing.
You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
- Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
She can't even harm a fly.
- O bir sineğe bile zarar veremez.
Nobody can do that as well as me, not even Tom.
- Kimse bunu benim kadar iyi yapamaz, Tom bile
Nobody can do that as well as I can, not even Tom.
- Kimse bunu benim yapabildiğim kadar iyi yapamaz, Tom bile.
He'll play golf even if it rains.
- Yağmur yağsa bile golf oynayacak.
Even if you go far away, let's keep in touch with each other over the phone.
- Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.
What do you believe is true even though you cannot prove it?
- Kanıtlayamasan bile neyin doğru olduğuna inanırsın?
Tom can still play the piano even though he doesn't own one now.
- Şu anda kendine ait bir piyanosu olmasa bile Tom hâlâ piyano çalabiliyor.
Did you even know that you could buy apples at that store?
- O dükkandan elma satın alabileceğini bile biliyor muydun?
Tom had never even heard of that band at that time.
- Tom o zaman o bandoyu hiç duymadı bile.
Tom sat at the kitchen table, sharpening a knife.
- Tom bıçağı bilerken mutfak masasında oturdu.
Have you ever sharpened this knife?
- Bu bıçağı hiç biledin mi?
Mary sharpened the knives.
- Mary bıçakları biledi.
Have you ever sharpened this knife?
- Bu bıçağı hiç biledin mi?
Even if you lose lakhs, stay honest.
- Yüz bin kaybetsen bile, dürüst kal.
The king would not even read the message.
- Kral mesajı bile okumadı.
He didn't divulge the information, not even under pain of torture.
- O, işkence acısı altında bile bilgileri açıklamadı.
I've already bought my ticket.
- Ben zaten biletimi aldım.
It is already nine o'clock.
- Saat dokuz oldu bile.
It can be very cold here even in May.
- Mayısta bile burada hava çok soğuk olabilir.
It's even very cold in May.
- Mayısta bile hava çok soğuk.
Safra kesesi safra üretir.
- The gallbladder produces bile.
Berbat safra kesesi ameliyatından sonra, hasta hem mecazi olarak hem de kelimenin tam anlamıyla, safra ile doluydu.
- After the botched gallbladder surgery, the patient was filled with bile, both figuratively and literally.