She will come even if she is tired.
- O, yorgun olsa bile gelecektir.
Even if he is busy, he will come.
- O, meşgul olsa bile gelecek.
Even so, you are a human.
- Öyle olsa bile, sen bir insansın.
The boy's expression showed his disappointment, but even so he looked up at our faces with a glimmer of hope.
- Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı.
Even though Tom is on the team, he's just a bench warmer.
- Tom takımda olsa bile, o sadece yedek kulübesinde bekler.
Tom continued reading the newspaper even though the burglar alarm had gone off.
- Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.