Tom wanted to find a doctor who would treat his gunshot wound without reporting it to the police.
- Tom polise bildirmeden onun silah yarasını tedavi edecek bir doktor bulmak istiyordu.
We should notify Tom of our plans.
- Planlarımızı Tom'a bildirmeliyiz.
You'll have to notify your boss about that.
- Onun hakkında patronuna bildirmek zorunda kalacaksın.
Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
You'll have to notify your boss about that.
- Onun hakkında patronuna bildirmek zorunda kalacaksın.
Tom called the insurance company to report that his car had been stolen.
- Tom arabasının çalındığını bildirmek için sigorta şirketini aradı.
I must report this to her.
- Bunu ona bildirmek zorundayım.
I will have to inform them.
- Onlara bildirmek zorunda olacağım.
I wanted to let you know about that, but Tom told me not to say anything.
- Ben onun hakkında size bildirmek istedim ama Tom bir şey söylemememi söyledi.
Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
- Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
A healthy man does not know the value of health.
- Sağlıklı olan adam sağlığın değerini bilmez.
They knew they must fight together to defeat the common enemy.
- Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
Everybody knew that she was being pushy.
- Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
She got married without her parents knowing it.
- O, anne ve babasının bilgisi olmadan evlendi.
Tom accused Mary of not knowing how to love or how to accept someone's love.
- Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.
Ken can play the violin, not to mention the guitar.
- Ken keman çalabilir, gitardan bahsetmeye bile gerek yok.
Ken is as tall as Bill.
- Ken Bill kadar uzun boylu.
Mr Hashimoto is known to everyone.
- Bay Hashimoto herkes tarafından bilinir.
The firm is known for its high-quality products.
- Firma, yüksek kaliteli ürünleriyle bilinmektedir.