I don't think I'm cut out for city life.
- Şehir hayatı için biçilmiş kaftan olduğumu sanmıyorum.
I'm just not cut out for this kind of work.
- Sadece bu tür iş için biçilmiş kaftan değilim.
I don't think I'm cut out for city life.
- Şehir hayatı için biçilmiş kaftan olduğumu sanmıyorum.
You have your work cut out for you.
- Sizin için biçilmiş kaftan işiniz var.
As you sow, so will you reap.
- Ne ekersen onu biçersin.
You must reap what you have sown.
- Ne ekersen onu biçersin.
Tom mowed Mary's lawn for her.
- Tom Mary'nin çimenliğini onun için biçti.
The lawn needs to be mowed.
- Çimlerin biçilmesi gerekiyor.
I think it's time for me to mow the lawn.
- Sanırım çimi biçmemin zamanıdır.
The lawn mower needs gas to operate.
- Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.