biçilmiş

listen to the pronunciation of biçilmiş
Türkisch - Englisch
shorn
cut off
shaven
mown
mowed
rated
cut

You have your work cut out for you. - Sizin için biçilmiş kaftan işiniz var.

I'm just not cut out for this kind of work. - Sadece bu tür iş için biçilmiş kaftan değilim.

biçilmiş kaftan
appropriate
biçilmiş kaftan
The very thing
biçilmiş kaftan
tailor-made
biçilmiş kaftan
Just what the doctor ordered
biçilmiş kaftan
Just the rıght thing for, just what was needed
biçilmiş kaftan
Cut out for something
biçilmiş ekin yığını
swathe
biçilmiş kaftan
cut out for

I'm not cut out for gambling. Maybe I'm just unlucky, but working for my pay is more of a sure thing. - Ben kumar için biçilmiş kaftan değilim. Belki sadece şanssızım fakat maaşım için çalışmak daha emin bir şeydir.

I'm just not cut out for this kind of work. - Sadece bu tür iş için biçilmiş kaftan değilim.

biçilmiş kaftan
down one's alley
biçilmiş kaftan
cut out for sth
biçilmiş kaftan
up one's alley
biçilmiş kaftan olmak
to be tailor-made for, to be up sb's alley
biçilmiş kaftan olmak
be designed to
biç
reap

You must reap what you have sown. - Ne ekersen onu biçersin.

You reap what you sow. - İnsan ektiğini biçer.

biç
{f} mowed

Tom mowed Mary's lawn for her. - Tom Mary'nin çimenliğini onun için biçti.

The lawn needs to be mowed. - Çimlerin biçilmesi gerekiyor.

biç
mow

Tom doesn't even know how to start a lawn mower. - Tom bir çim biçme makinesini bile nasıl başlatacağını bilmiyor.

Grandmother mows the grass in the garden. - Büyükanne, bahçedeki çimi biçer.

biç
{f} mown
tırpanla biçilmiş ekin yığını
swath
yeni biçilmiş
new mown
biçilmiş
Favoriten