beys

listen to the pronunciation of beys
Englisch - Türkisch

Definition von beys im Englisch Türkisch wörterbuch

bey
bey
bey
(isim) bey
Türkisch - Türkisch

Definition von beys im Türkisch Türkisch wörterbuch

bey
Afyonkarahisar ilinde bir dağ
bey
Komutan
bey
Günümüzde erkek adlarından sonra kullanılan saygı sözü
bey
Eş, koca
bey
Afyon ilinde bir dağ
bey
Erkek özel adları yerine kullanılır
bey
Erkek sıfatlarının hemen arkasına eklenir
bey
İskambil kâğıtlarında birli, as
bey
Zengin, ileri gelen kimse, bay
bey
Boy gibi küçük bir toplumun veya küçük bir devletin başkanı
bey
ngin, ileri gelen kimse, bay (I). İskambil kâğıtlarında birli, as: "Gerçekten de doktora bir bey ile iki yedili gelmişti."- T. Buğra
bey
Satma, satış
bey
Eş, koca: "İki yol var önünde: ya beyinin dilini öğrenirsin, ya beyin senin dilini."- T. Dursun K
bey
Günümüzde erkek adlarından sonra kullanılan saygı sözü: "Eniştem Neyyir Beyi kimin vurduğunu ben biliyorum."- R. N. Güntekin
Englisch - Englisch

Definition von beys im Englisch Englisch wörterbuch

bey
A governor of a province or district in the Turkish dominions; also, in some places, a prince or nobleman; a beg; as, the bey of Tunis

Whether his position with the Third Circle made the difference or the fact that he ranked as a bey, life in El Iskandryia was proving easier.

bey
{i} governor in the Ottoman Empire; former title of respect for Turkish dignitaries
bey
(formerly) a title of respect for a man in Turkey or Egypt; "he introduced me to Ahmet Bey"
bey
the governor of a district or province in the Ottoman Empire
bey
{n} a Turkish governor or viceroy
bey
the governor of a district or province in the Ottoman Empire (formerly) a title of respect for a man in Turkey or Egypt; "he introduced me to Ahmet Bey
Türkisch - Englisch

Definition von beys im Türkisch Englisch wörterbuch

bey
mister

You're a creep, Mister! - Siz bir pisliksiniz, Beyefendi!

bey
governor
bey
gentleman

I met a certain gentleman at the station. - İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.

Sir Harold is a fine English gentleman. - Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.

bey
bey
bey
esquire
bey
the governor
bey
sahib
bey
Mr
bey
seigneur
bey
gentleman, sir; a title meaning Mr. (used after a first name): Mehmet Bey
bey
master

Dan thinks that Linda was the mastermind of the murder. - Dan, Linda'nın cinayetin beyni olduğunu düşünüyor.

bey
{i} squire
bey
signore
bey
don

Don't play baseball in the park. - Parkta beyzbol oynama.

Having done my homework, I watched the baseball game on television. - Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.

bey
gent

I met a certain gentleman at the station. - İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.

He is a perfect gentleman. - O mükemmel bir beyefendi.

bey
playing cards ace
bey
prince, ruler, chieftain; chief, head, master
bey
{i} ace
bey
{i} lord
bey
{i} seignior
bey
notable, country gentleman
bey
Mister; lord
bey
gentleman, gent, sir; Mr., mister; prince, ruler; master; ace
bey
{i} monsieur
beys
Favoriten