bewteen two, equally distant

listen to the pronunciation of bewteen two, equally distant
Englisch - Türkisch

Definition von bewteen two, equally distant im Englisch Türkisch wörterbuch

middle
{i} orta

Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır. - This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages.

Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı. - The tiger laid in the middle of the cage.

middle
ortanca

Ben üç çocuktan ortanca olanım. - I'm the middle child of three.

Sen de ortancasın, değil mi? - You're a middle child, too, aren't you?

mid
önek orta
mid
{s} ortadaki
mid
ortabparçaal
mid
ortasındaki

Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür. - The dark night of the soul is death in the midst of life.

Bir kasırganın ortasındaki bir kulübe gibi güvenilirsin. - You're reliable like a shack in the middle of a hurricane.

mid
{s} orta

Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı. - The tiger laid in the middle of the cage.

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

mid
arasında

Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir. - The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.

Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur. - There is no middle ground between these two options.

mid
pref. orta
mid
ortasında

Konuşmasının ortasında bayıldı. - He fainted in the midst of his speech.

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

middle
{s} ortadaki, aradaki
middle
Middle Kingdom eski bir Mısır krallığı M
middle
(sıfat) orta, ortadaki, aradaki
middle
Middle East Orta Doğu
middle
Middle Ages ortaçağ
middle
{s} orta, vasat
middle
middle age orta yaş
Englisch - Englisch
{a} middle
{a} mid
{a} midst
bewteen two, equally distant
Favoriten