bewteen two, equally distant

listen to the pronunciation of bewteen two, equally distant
Englisch - Türkisch

Definition von bewteen two, equally distant im Englisch Türkisch wörterbuch

middle
{i} orta

Dersin ortasında konuşma. - Don't speak in the middle of a lesson.

Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı. - The tiger laid in the middle of the cage.

middle
ortanca

Sen de ortancasın, değil mi? - You're a middle child, too, aren't you?

Ben üç çocuktan ortanca olanım. - I'm the middle child of three.

mid
önek orta
mid
{s} ortadaki
mid
ortabparçaal
mid
ortasındaki

Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi. - Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert.

Sahanın ortasındaki o küçük höyük nedir? - What is that little mound in the middle of the field?

mid
{s} orta

En uzun parmak orta parmaktır. - The middle finger is the longest.

20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır. - Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.

mid
arasında

Bu iki seçenek arasında orta yol yoktur. - There is no middle ground between these two options.

Üzengi örs ve iç kulak arasında, orta kulakta bir kemiktir. - The stirrup is a bone in the middle ear, between the anvil and the inner ear.

mid
pref. orta
mid
ortasında

Konuşmasının ortasında bayıldı. - He fainted in the midst of his speech.

O yer hiçbir yerin ortasında değildir. - That place is in the middle of nowhere.

middle
{s} ortadaki, aradaki
middle
Middle Kingdom eski bir Mısır krallığı M
middle
(sıfat) orta, ortadaki, aradaki
middle
Middle East Orta Doğu
middle
Middle Ages ortaçağ
middle
{s} orta, vasat
middle
middle age orta yaş
Englisch - Englisch
{a} middle
{a} mid
{a} midst
bewteen two, equally distant
Favoriten