Onun, bütün o karın altında gömülü olduğunu duyuyorum.
- I hear it's buried under all that snow.
Gömülü hazineyi arıyorduk.
- We were looking for buried treasure.
Sami çok tenha bir yere gömülmüştü.
- Sami was buried in a very secluded place.
Sami arka bahçesinde gömülmüş bir ceset buldu.
- Sami found a body buried in his backyard.
Tom burada gömülmek istediğini söylüyor.
- Tom says that he wants to be buried here.
Öldüğümde onun yanına gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried next to her.
J. F. Kennedy Arlington mezarlığına gömüldü.
- J.F. Kennedy was buried in Arlington Cemetery.
Uzun lafın kısası savaş baltasını gömdük.
- To make a long story short, we buried the hatchet.