Çok daha iyi hissediyorum.
- I'm feeling a lot better.
Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.
- A laptop is better than a desktop.
Teniste iyileşmek istiyorum.
- I want to get better at tennis.
Satrançta iyileşmek istiyorum.
- I want to get better at chess.
Biz iyileşmek zorundayız.
- We've got to get better.
Ben gitarda iyileşmek istiyorum.
- I want to get better at guitar.
Sen benden daha iyisin.
- You are better than me.
Sen benden daha iyisin.
- You're better than me.
Tom onun çalışını son duyduğumdan beri klarnet çalmada daha da iyileşmektedir.
- Tom has gotten better at playing the clarinet since I last heard him play.
Biz iyileşmek zorundayız.
- We have to get better.
Kendimi geliştirmek istiyorum.
- I want to better myself.
Kendimi geliştirmek için her şeyi yapmaya hazırım.
- I'm prepared to do anything to better myself.
Onsuz daha zenginsin.
- You're better off without her.
Yalnız daha zenginim.
- I'm better off alone.
Henüz daha iyi bir şey bulmadım.
- I haven't found anything better yet.
Tomorrow. If you can work it out. Or better yet, this evening.
Ben vokal müziği enstrümantal müzikten daha çok severim.
- I like vocal music better than instrumental music.
Ben kahveyi daha çok severim.
- I like coffee better.
Tom ondan daha iyi yapmak zorunda kalacak.
- Tom is going to have to do better than that.
Daha iyi yapmak zorundayız.
- We've got to do better.
Daha iyi şekilde yapabileceğimizi düşünüyoruz.
- We know we can do better.
O zamanlar gerçekten daha iyi şekildeydim.
- I was in better shape back then.
İnsanlar birbirleriyle dostça ilişkiler kurunca dünyanın daha güzel bir yer olmasını umut ediyorum.
- If people have friendly relationships, I hope the world will be a better place.
Düne nazaran bugün hava daha güzel.
- Compared to yesterday, the weather is better today.
Tom sorunla daha iyi bir şekilde ilgilenebilirdi.
- Tom could have dealt with the problem in a better way.
Senin hayat arkadaşın nerede?
- Where's your better half?
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
- While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.
- Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college.
Fransızca konuşmada daha iyi olmak istiyorum.
- I would like to get better at speaking French.
Daha iyi olmak üzere.
- It's about to get better.
Yeni sunucu çok daha iyi performansa sahip olmalıdır.
- The new server should have much better performance.
Aynı şeyi söylemenin çok daha iyi ve kısa bir yolu yok mu?
- Isn't there a much better and shorter way of saying the same thing?
İnşallah o yakında iyileşir.
- I hope he'll get better soon.
İnşallah yakında iyileşirsin.
- Hope you'll get better soon.
Amerika'ya gideceksen, İngilizce konuşmayı öğrensen iyi olur.
- If you are to go to America, you had better learn English conversation.
Elinden geldiğince açık konuşsan iyi olur.
- You had better talk as clearly as you can.
yasal bir kuralı olmayan fakat must/have to kadar güçlü bir anlamı olan kalıptır.
This jacket has seen better days. Look how the sleeves are worn.
I’ve had enough of cycling with you chaps. I can spend my Sundays better than in tormenting cats and quarrelling and fighting.”.
He quickly found Ali his better in the ring.
My better half won't be coming tonight.
Their insolence and recklessness must be opposed, and better late than never.
Knowing the real reasons for his action enabled her to view them in a better light.
I think it would be better off in the bag.
But you'd better take your diamond ring, you'd better pawn it, babe.
Of all the inventors to obtain patents, only a few have really built a better mousetrap.
The better part of valour is discretion; in the which better part, I have saved my life.
For better or worse, he’s the president.
Many people returned to work a bit anxious, they acknowledged, but grimly determined not to let terrorists get the better of them.
Will we get it finished? / We had better..
Your sofa has certainly seen better days, isn't it time you got a new one?.
He got halfway out the door, thought better of it, and decided to stay home, instead.